Uluslararası Bilişimci Martı projelerimiz 18. yılında ikinci kez pandeminin etkisini yoğun olarak hissediyor. Ancak bu etki uzaktan eğitimi çok başarılı yöneten bilişim odaklı projemizi olumlu bir şekilde etkiliyor. Projemizi destekleyen kurumlar artış göstermekte. City Montessori School, World Council for Total Quality & Excellence in Education, Nepal QUEST, Human DHS, Tria Bilişim, Doğan Reklamcılık, Bilim Şenliği, National Youth Development Trust ve Curator.com’dan sonra İngilizce Eğitimi Derneği (İNGED) de duyurularımızı paylaşıp yanımızda olduğunu gösteriyor.
Prof.Dr. Syed Ali, Dr. Vineeta Kamran, Dr Dheeraj Mehrotra, Prof.Dr. Filiz Karaosmanoğlu, Şeniz Ciritçi, Filiz Atalay ve Mehmet Gül’den sonra Onursal Jüri üyelerimiz arasına katılmayı kabul eden Prof.Dr. Dinesh Chapagain, Prof.Dr. Richard Ennals ve Prof.Dr. F. Nevra Seggie’ye hoş geldiniz diyoruz. Bizleri mutlu ettiler. Hindistan’dan ilk ekip dün kaydını yaptırdı. CMS; Covid döneminde Akıl Sağlığımızı Nasıl Koruruz? (How to Maintain Mental Health During the Covid Times) konusuyla aramızda olacak. Mevcut kriz durumuna hemen ayak uydurabilen kişi ve kurumlar kazanıyor. Umuyoruz ki en kısa zamanda Dünya bu illetten kurtulacak. Aşı çalışmaları nihayete erecek ve insanoğlu da riskli yaşam ve alışkanlıklara son vererek yaşlanmakta olan gezegenimize daha sevecen yaklaşmayı bilecek.
Bu yazımın son bölümünde 2015 yılında Boğaziçi Lider Martılarından bir ekibimizin yürüttükleri Martı Projesi sonucunda verdikleri dönütü paylaşacağım. Hayatımı aydınlatan, yüreğimi bir martı mutluluğunda havalandıran paylaşımlar bunlar. İyi ki eğitimciyim. İyi ki bu güzel yürekli çocukların, gençlerin hayatına dokunmuşum. Sonsuz sevgilerimle, aramıza sizleri de bekliyoruz.
Eğitim Sistemimiz Neden Ezberciliğe Neden Oluyor? Projeleriyle bir yandan da Köy Enstitülerine gönderme yapan Yeni Bir Mavi Gökyüzü (A New Blue Sky) (Hazal Pişkinoğlu, Tuğçe Bişeroğlu ve Saadet H. Başaran) Halkasından sevgili Saadet şöyle yazmış:
Dear Dr. Köksal,
During the Spring 2015 Term, we were your students for the ED-498 Innovative Teaching Course at Boğaziçi Üniversitesi and we had a term which “has gone like the wind” and which was full of projects done by our groups in your leadership.
In most of the courses we take, before becoming teachers, we focus on different approaches to teaching as a profession and to learning as an aim: when we find an effective channel, an effective medium to exchange the information with whom is ready to learn, the process realizes. We consider that there is no best way of educating, but there is a good way to make the information one’s own: that of conducting the inquiry initiated by the instructor.
In my opinion this is exactly what we have done in our courses. We choose our own topics in a general context, conducted our own researches and found a way to present also our strong points; obviously having learned from you the frame in which we should represent our findings and our results in an academic way. This was a curriculum type build mostly by the student her/himself, a private curriculum. This is also the latest approach to teaching and the point where our course was one of the most Innovative courses I’ve taken during my university-journey for BS & MS degrees in teaching.
Thank you for presenting us, as future teachers, the possibility of innovativeness together with collaboration, empathy, and love.
Thank you for sharing with us your previous research and work, for trusting us as new members of teaching “soldiers” and accepting us to your imece circles. We didn’t only know how to prepare projects to present, but we also learned how to think internationally, how to represent our works to teams who are in ICT Seagulls in order to give them some idea about the effective and for the “mysterious” Village Institutes in Turkey.
Sincerely,