Bir sosyal sorumluluk projesinin ürünü bu kez 21. kitabım. Uzunca bir adı var, yeterince açıklayıcı olması için:
AYDINLANMA DÖNEMİNDEN TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNE YENİ BİR SOLUK: 21. YÜZYIL ÇAĞDAŞ TÜRKİYE EĞİTİM MODELİ Atatürkçe Bakış ve Köy Enstitüleri Felsefesiyle Çağdaş Kuşaklar Yetiştirme Sanatı
Aslında planlama bölümü ekipçe hazırlanan, çözüm önerisi olan “Kitap Yazma”nın bana kaldığı bir imece çalışması. 20 yıl boyunca yürüttüğüm ve bu yıl da 22.sinin başlayacağı “ULUSLARARASI BİLİŞİMCİ MARTI PROJELERİ” ne karşı kendimce edindiğim görevi yerine getiriş, kendimce proje dünyasına bir katkı veriş!
Hep ulusal ve uluslararası platformlarda başka ekipleri yönlendirip 510 proje yürütünce, biz kendimiz yapsak nasıl bir proje çıkardı ortaya diye düşünmeden edemediğim bir sorgulamanın ürünü. Bu yoğun yaşam ve iş koşturmacasında İkna edip, vakitlerinden vakit rica edebildiğim arkadaşlarımla yol alıp tamamlama gayreti içine girdiğim, konuyu biraz da prestij meselesi yaptığım iki yıllık bir çalışmanın sonucu. Tam da Cumhuriyetin 100. Kuruluş yıldönümünde başlayan ve iki yıl süren, proje çalışmaları esnasıdna kayıplarıyla içimizi üzen, kazançlarıyla güldüren bir proje. Türkiye Yüzyılı nedeniyle hayata geçirilen yeni müfredatın ve halkı zorlayan kültürel sorunların eksik taraflarına ilaç olabilecek bir çözüm yolu. Kurucusu olduğum Yenilikçi İmece Derneği YİMEDER ve Sarıyer Kent Konseyi, Eğitim çalışma grubundan yanımda olan 5 dostumla birlikte başlayan projemize katkı veren arkadaşlara selam olsun, veremeyenlere de… En çok da bu işe birlikte soyunduğumuz ama bizi istemeden yarı yolda bırakıp sonsuzluğa göçen Kübra’ma …
Kitabı Başöğretmenimiz Atatürk ile birlikte şehit öğretmenlerimize ve çok erken aramızdan ayrılan sevgili YİMEDER üyemiz ve Sarıyer Kent Konseyi Başkanımız sevgili Kübra Küçükerden Koçan’a adadık.
Zamanlaması çok önemliydi. Öğretmenler gününe yetişmesini çok istemiştim. Bu çok önemliydi nedense benim için. Özgün Yayıncılık’ın sahibi sevgili Harun Delioğlu da kırmadı, yetiştirdi baskıyı zamanında. Kendisine teşekkür borçluyum.
Bir teşekkürüm de kitabı bastırmak için uzun ve zorlu uğraşlardan sonra, çaldığı kapılardan döne döne başı dönmüş olan bana destek sözü verip sözünü yerine getiren sevgili Oğuzhan Özkaya’ya… Kendi adıyla kurduğu okulunu bir TV haberinde görüp çok heyecanlanmış, 16 Eylülde Datça’dan İstanbul’a dönerken ziyaret etmiştim İzmir, Güzelbahçe’de. Köy Enstitüleri felsefesiyle yürüttüğü Atatürk kokan okulun her köşesi bana büyük bir huzur vermişti. Okulunu tanıtmak ve kitapta önerdiğim sisteme benzer bir örneği paylaşmak isteğime sıcak bakmıştı bu girişimci, eğitimci dostumuz. Baskı için gerekli desteği yapmaya ve daha sonraki projelerimizde de yer almaya da söz vermişti.
Oysa “Atatürk”, “Köy Enstitüleri”, “Türk Milli Eğitim sistemine yeni bir model önerisi” sözlerini kullanıp mangalda kül bırakmayan ama kitabı basmaya gelince ortadan kaybolan bir dolu insan vardı ortalıkta da, hepsi sözdeydi, özde ya da eylemde değil! Kime açtıysam proje ürünümüz olan kitabı basma fikrini, aldığım yanıt aynıydı: BASAMAYIZ!
Belki gerekli editörlük hizmetini tam olarak alamadık (yanlışlar gözünüze çarpabilir), belki dizgide harflerin büyüklüğü, boşluklar ve baskı sorunları okuma hızınızı aksatabilir ama içindeki kocaman iyi niyetleri düşünmenizi öneririm. Bu kitap şanlı cumhuriyetimize “100. ve 101. kuruluş yılları” hediyesi, bir avuç eğitim sevdalısından.
İçinde önerilen eğitim modeline varana kadar yıllar içinde farklı projelerin temeli oluşturduğunu fark edeceksiniz. 5 “Atatürkçe Bakış projesi” 2005-2013 yılları arasında gerçekleştirildi ama ne yazık ki devamını getirecek gönüllü eğitimciler ve eğitim kurumları olmadı. “Öğretmen Adaylarını Köy Enstitüleri Felsefesi ile tanıştırma” projem 2005-2019 yılları arasında Boğaziçi, Yeditepe ve Bahçeşehir üniversitelerindeki binlerce öğretmen adayını kucakladı ve yüreklerinde yeni çoban ateşleri yaktı. Ancak diğer üniversitelerde görev yapan öğretim elemanlarından gerekli ilgiyi bulamadığı için bu 3 kurumda okuyan ve yetişen öğretmen adaylarıyla kısıtlı kaldı. Halbuki hedefimiz; geçmişte Köy Enstitülerinde ne yapılmışı döne döne anlatmak, ah vah etmek yerine o felsefenin ve uygulamalarının günümüze nasıl taşınacağını araştırıp yaşama geçirmekti olamadı!
Bana göre bu kitabın en büyük başarısı; iki grup projeyi “Andımız”, “Atatürk’ün Gençliğe seslenişi” ve “Nutuk”u da katarak birbiriyle kucaklaştırması ve “21. YÜZYIL ÇAĞDAŞ TÜRKİYE EĞİTİM MODELİ”nin temelini onlarla atmanın tek çıkar yol olduğunu göstermek oldu.
Bundan sonra bu ilk Model işlenecek, detaylandırılacak ve kocaman bir ateş topu haline gelip; Aydınlanma döneminin başarılı uygulamaları güncellenerek gelen güçlü ve yenilikçi soluğuyla ülkemiz eğitim sistemine destek verecek. İçinde bitmesini istemeyeceğiniz güzel bir masal ve 2 senaryo var. Kitabı böyle bir gözlük takarak okumanız en büyük dileğimiz.
Kitabı kitabevlerinde bulamayacaksınız. Ancak tüm gelirinin bağışlandığı Yenilikçi imece Derneği’ne “250 lira bağış + Kargo ücreti” göndererek kitabı imzalı olarak edinmeniz mümkün. Derneğimizin IBAN numarası: TR75 0006 2000 6510 0006 2928 71.
Sevgilerimle…
24 Kasım 2024
Doç. Dr. Hayal KÖKSAL